Okuyorum Oynuyorum
Okuyorum Oynuyorum Projesi, Muzaffer İzgü’nün “Çocuk okuru olmayan bir toplumun büyük okuru da olmaz” fikrinden yola çıkarak hazırlanan, çocukların okuma heyecanı kazanmaları ve okuma kültürü oluşturmaları yolunda adım atmalarını amaçlayan yaratıcı bir okuma programıdır.
Etkinlik, Yapı Kredi Bankası ve Eğitim Gönüllüleri Vakfı işbirliğiyle 4 Aralık 2006’da tüm etkinlik noktalarımızda uygulanmaya başlandı ve daha bir yılı doldurmadan 16.800 çocuğa ulaştı.
Neden böyle bir program hazırlandı?
Yapılan araştırmalar ve sayısal veriler, tüketim ve kitle iletişim çağında, değişen alışkanlıklarımızın ve yaşam şartlarımızın da etkisi ile okuma kültürü kazandırma konusunda pek başarılı olmadığımızı gösteriyor.
Türkiye’de bir yılda yayınlanan kitap sayısı hala İngiltere’nin onda biri, Almanya’nın yedide biri, İspanya’nın beşte biri, İtalya’nın ise dörtte biri… Daha net ifade etmek gerekirse; ülkemizde bir kitaba 12 bin 89 kişi düşüyor (“Dünya Kitap Haritasında Türkiye Koyu Karanlıkta”, 2006).
Uluslararası Eğitim Başarılarını Belirleme Kuruluşu’nun (IEA) “Uluslararası Okuma Becerileri Gelişim Projesi” (PIRLS) kapsamında 35 ülkeden ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre de Türkiye 28. sırada yer alıyor.
Gençlerin % 70’nin hiç kitap okumadığı, düzenli kitap okuma alışkanlığının binde 1 olduğu, öğretmenlerin % 63’ünün bazen kitap okuduğu, kitapçıların kırtasiyecilere dönüşmek zorunda kaldığı, çocuk kütüphanelerinin kapatıldığı, nüfusun % 40’nın hayatı boyunca hiç kütüphaneye gitmediği, gazete okuma alışkanlığının olmadığı ve % 95’inin televizyon izlediğini gösteren Çocuk Vakfı’nın Eylül 2006’da yayımladığı “Türkiye’nin Okuma Karnesi” ve yukarıdaki diğer veriler Okuyorum Oynuyorum projesinin gerekçelerini oluşturuyor.
Bu sayısal verileri çoğaltabilir, bunlara yenilerini ekleyebiliriz. Aslında UNESCO’nun “okur-yazar”lık ölçütünde ilk adım olarak belirlemiş olduğu okuma-yazmayı öğrenme becerisine ulaşmak o kadar da zor değil. Asıl zor olan, bireye okuma alışkanlığı kazandırmak ve okuma becerisini işlevsel kılarak (Nas, 2002:91) onu yaşamının vazgeçilmez parçalarından biri yapabilmek. Bu kazanım, elbette sadece sağlam temellere dayanan eğitim politikalarının değil, bireysel ve toplumsal çabaların uzun soluklu çalışmalarının da ürünleri olmalı. Bu düşünceden yola çıkan Eğitim Gönüllüleri Vakfı, çocukları farklı bir okuma projesiyle buluşturdu.
Nasıl bir program hazırlandı?
“Okuyorum Oynuyorum” Projesi Nilay Yılmaz* ve Aslı Aydın tarafından Dahrendorf’un önerdiği model örnek alarak yapılandırılmış bir yaratıcı okuma programıdır.
Çocukların gelişim dönemlerine uygun algı düzeylerinin ve ilgilerinin dikkate alınarak hazırlandığı program, onların eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirecek yapıtların merkeze alındığı ve okuma sürecinin resim, müzik, dans, yaratıcı drama vb. sanat alanları ile desteklendiği bir yaratıcı ve yaşatıcı okuma etkinliğidir.
Bu sürecin ilk durağı olan ve “Okuma Adası” olarak adlandırılan etkinlik mekanımıza adım atan çocuklar içeri girdikleri ilk andan itibaren kendilerini farklı bir ortamda buluyorlar. Hazine sandığında veya kostüm dolabında bulunan materyallerin ve etkinlik boyunca kullanılacak öykülerin içerikleriyle ilgili olan destekleyici malzemelerin de yardımıyla, hem duygusal ve bilişsel hem de fiziksel açıdan yaratıcı okuma sürecine hazırlanıyorlar.
Okuyorum Oynuyorum Projesi, etkinlik için seçilen öyküleri çocukların okumalarından çok onları başkasının ağzından dinlemeleri üzerine yapılandırılmış bir programdır. Kendi başına kitap okumaktan sıkılan ya da okuma güçlüğü çeken çocuklar söz konusu olduğunda okuma ilgisi ve isteği kazandırma süresi şüphesiz daha da uzamaktadır. Hatta bu süreçte kendi başına okumaya ve anlamaya çabalayan, ancak ağır aksak ilerlemekten yorulan ve sıkılan birçok çocuk bu yolculuğu terketmekte, erken yaşlarda kitaplardan uzaklaşmaktadır. Oysa çocukları doğru öykünün içine, doğru bir yaklaşımla, zorlamadan çekebilirsek ve sözcüklerin büyülü dünyasının tadını keşfetmeleri için onlara fırsat sunabilirsek çocukların okumaya yönelik alışkanlıklarını ve tavırlarını değiştirecek ilk kıvılcımı içlerine düşürmeyi başarabiliriz. Günümüz çocuklarının algı ve ilgileri düşünülerek hazırlanan “Okuyorum Oynuyorum etkinliğindeki öykülerin, şiirlerin ve resimlerin çocukları düşündürecek ve eğlendirecek, onlara farklı kapılar açacak yapıtlar olması gerekliliğine bu nedenle daha çok önem verildi.
Proje kapsamında yapıtlarını kullandığımız sanatçılarımıza -Asa Lind, Sempe, Ayfer Gürdal Ünal, Ayla Çınaroğlu, Ayla Kutlu, Aysel Gürmen, Aytül Akal, Betül Sayın, Bilgin Adalı, Fatih Erdoğan, Gülçin Alpöge, Mavisel Yener, Nur İçözü, Sevim Ak ve Zeynep Cemali- ve sevgili gönüllülerimize teşekkür ediyoruz.
‘Okuyorum Oynuyorum’ programı gönüllülere oyun oynamanın, çocuklara da kitap okumanın keyfini hatırlatmak için ilk adımı attı ve onları okuma adalarında buluşturdu.
Yeni etkinlik yılına başlarken, çocuklarımızı ve gönüllülerimizi kitapların ve sözcüklerin sihirli dünyasında buluşmaya davet ediyoruz.
*Nilay Yılmaz
(İstanbul Bilgi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Birimi Öğr. Grv.)